Pages

28 Ocak 2013 Pazartesi

Bebeler yuva arıyor...Lütfen Yayabilir miyiz?

Arkadaşlar, Cuma günü bir mail aldım... Oya Hanım bana fotograflarla bir mail göndermiş. Aşağıda fotograflarda gördüğünüz bebeler şu anda 50 günlükler...
Oya Hanim, anneleri ölünce onları Sultangazi Barınağından alarak 45 gün boyunca evinde bakmış. Bebeler dişiymiş ve tuvaletlerini gazeteye yapmayı öğrenmişler.
Hatta bu süre boyunca Oya Hanim'in 4 yaşındaki köpeği Dombi de, onlara annelik etmiş.

Şimdi, Bu tatlı bebeleri sahiplenecek, iyi kalpli aileler bulmaya gelmiş sıra...
Barınağın veterineri Volkan Bey, eğer istenirse, tüm iç dış parazit tedavilerini yapıp ailelere öyle teslim edecekmiş.
Ve Oya Hanim bu konuda benden yardım istemiş.
İlgilenenler bana ya da Oya Hanima da ulaşabilirler...
Unutmadan; Oya Hanım bu bebelerden hiçbir ücret talep etmiyor, iyi bakılsınlar yeter diyor :)
Oya Hanimin cep telefonu numarası: 0534 6366703
Sultangazi Barınağı: 0212 5252880

Ben de şimdi sizlerden yardım istiyorum. Postumu ve bu konuyu bloglarınızla yayabilir misiniz? Bu şekilde daha hızlı çözüme ulaşabiliriz ve böylece bu bebeler ömürlük yuvalarına hızlıca kavuşurlar... Ne dersiniz? Yardım eder misiniz? :)









20 Ocak 2013 Pazar

Sakızlı İrmik Tatlısı




Ne yalan söyliyeyim irmik tatlısına çok bayılmazdım, taa ki bu tarife kadar :)
Ben böyle bir lezzet, ben böyle bir tat görmedim desem yeridir, bayıldım bayıldımmmm :))))
Öyle bir sakız tadı geliyor ki, insan lokmasını yutmamak istiyor, o an bitmesin istiyor :))

Yapımı da bir o kadar kolay;
*1 lt sut
*1 bardak portakal suyu
*1.5 bardak şeker
*1 bardak irmik
*1 damla sakızlı vanilya

Hepsini bir tencereye koyup, sürekli karıştırarak pişiriyoruz yani iyice pişip göz göz olana kadar pişiriyoruz.
Sonra karışımın yarısını suyla ıslattığımız bir kaba iyice bastırarak dolduruyoruz. Üzerine kırılmış ceviz ve tarçın serpiyoruz, kalan karışımı üzerine boşaltıyoruz, iyice bastırıyoruz.
Tatlımız, bir gün buzdolabında kalıyor, ertesi gün servis tabağına dikkatlice ters çeviriyoruz ve güzelce süslüyoruz.

İşte hepsi bu :)

E diyeceksiniz ki o sakız tadı nereden geliyor?
Dr.Oetker'in damla sakızlı vanilyasından :)))
Küçücük bir paket o kadar etkili oluyor mu? Gerçekten oluyor, deneyin göreceksiniz :))

Afiyet Olsun ;)


18 Ocak 2013 Cuma

Veda...




Kim ne derse desin; Ben çok seviyordum...
Acı haberi alınca çok üzüldüm, gerçekten üzüldüm...
Ne denilebilir ki, Allah ailesine sabır versin;
Mekanı Cennet Olsun...


14 Ocak 2013 Pazartesi

Şeytanı Uyandırma



Şeytanı Uyandırma, John Verdon'un 3. kitabı...
İlk 2 kitabını nasıl soluk soluğa okuduysam, bu 3. kitabını da aynı heyecan ve merakla okudum diyebilirim.
Nasıl yapıyor bilmiyorum ama yazar, okuyucunun merak duygusunu çok başarılı bir şekilde tetikliyor.
Uykudan bayılacak gibi olup da "sonraki sayfayı da bir okuyayım,sonra yatarım" dediğim birkaç gece oldu desem yeridir.
Bu kitapta yine, Detektif Dave Gurney, bir cinayet olayını çözmeye çalışıyor.
Yine gizem, yine heyecan ve yine merak...
Nasıl yapıyor bilmiyorum ama Verdon, bu işi iyi yapıyor bence...
Eğer polisiye romanları seviyorsanız, bu kitabı mutlaka okuyun derim ben. Hatta önceki kitabı okumayanlarınız varsa buraya bir tık...





9 Ocak 2013 Çarşamba

Siviyagli Zencefilli Yılbaşı Kurabiyesi



Zencefilli kurabiye, hep yapmak istediğim, yapıp da yılbaşı öncesi ailelere bir şekilde vermek istediğim bir kurabiyeydi... Hatta bazılarınız bilir, yılbaşı öncesinde doğru tarifi bulmak için çok çabalamıştım...
Evet aslında çok güzel tarifler var ama benim şöyle özel bir durumum var; bu kurabiyelerde ne katı yağ ne de tereyağ kullanmak istedim çünkü annem kesinlikle bunları yiyemiyor. Hal böyle olunca başka tarifleri uyarlama yöntemine gittim ve sonuç çok da başarılı oldu :)

Eğer siz de katı yağ kullanmadan bir kurabiye yapmak isterseniz, bu tarifi uygulayabilirsiniz...
Sadece şöyle birşey var; içinde tereyağ olmadığı, sadece sıvı yağ olduğu için kıtır kıtır bir kurabiye oldu. Yani illaki yumuşacık bir kurabiye olsun derseniz, bu tarif size pek uymaz, baştan söyliyeyim...
Ama öyle bir beklentiniz yoksa, biz bu kurabiyeye bayıldık :)

Eğer siz de bu zencefilli tarçınlı kurabiyelerden yapmak isterseniz,
işte tarifi;
- 2 yumurta
- 2/3 bardak sıvı yağ
- 2 bardak pudra şekeri
- 1 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu
- 2 tatlı kaşığı tarçın
- 2 tatlı kaşığı toz zencefil
- Aldığı kadar un

Güzelce yoğurduktan sonra şekil verip tepsiye sizip pişiriyoruz. İşte hepsi bu :) (Hamur yumuşakça oluyor, çok sert bir hamur olmuyor, aklınızın bir köşesinde bulunsun)

7 Ocak 2013 Pazartesi

Vazgeçilmez bir atıştırmalık



Bu peynirler macrocenterdan... Hazır paket içinde satılıyor. Ben görür görmez aşık oldum ve paylaşmak istedim. Bu peynirler benim yılbaşı öncesi masamı süsledi. İçi de, dışı da peynir. Evet yanlış okumadınız, o yufka görünümlü madde aslında peynir :)) O kadar güzel gözüküyor ki, insan yemeye kıyamıyor :) Açıkara masamın en güzel görünümlü atıştırmalığıydı...
Söylesenize, sizce de bu peynirler vazgeçilmez bir atıştırmalık değil mi? :)


3 Ocak 2013 Perşembe

Muzlu Çikolata Soslu İrmik Tatlısı

Yılbaşı geliyor dedik dedik, geldi de geçti bile. Kendi adıma söylemem gerekirse bu yılbaşı dönemi benim çok içime sindi. Yapılan ve yenilen yemekler, eğlenceli sofralar, zencefilli kurabiyeler ve alınan-verilen hediyeler, daha neler neler ;)

İşte bu güzel sohbetli masalardan biri de geçen cuma akşamı bizim evdeydi. Daha önce de bahsettiğim, aile dostu dediğim, olmazsa olmaz dediğim konuklarım vardı evimizde :) İyi ki de varlardı, hep olsunlar İnşallah... Ne demiştik; herşey birlikte güzel :))







Her seferinde bir yemeği fotograflamayı unutuyorum. Daha önceki masalarımda bu genelde tatlı olurdu ama bu sefer sizin de fark edeceğiniz gibi ana yemeğin fotografı yok :P Evet çünkü o telaşta lazanyayı fotograflamayı unuttum... Bu hatamı size güzel bir tatlı tarifi vererek affettirmeyi planlıyorum :)

Çikolata soslu ve Muzlu İrmik Tatlısı:
- 1 lt. süt
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 su bardağı irmik
- 1,5 çorba kaşığı pirinç unu
- 1 paket vanilya
- 2 adet muz
- Çikolata sosu (ben hazır olanı kullandım)

Süt, şeker, irmik, buğday unu ve vanilyayı tencereye koyup, sürekli karıştırarak pişiriyoruz. İyice pişip göz göz kaynamaya başladıktan sonra tepsiye döküp iyice soğumaya bırakıyoruz. Servis anında üzerine muz dilimleyip bir de çikolata sosu döktünüz mü tatlınız hazır demektir :)
İşte hepsi bu kadar...:))
Size de keyifli sohbetlerin bol olduğu, bol tatlı sohbetler diliyorum ;))



Sihir Kutusu Yılbaşı Hediyem :)

Aslında bloglardaki çekilişlere katılmak gibi bir adetim hiç yoktur. Bırakın blogdaki çekilişleri yılbaşında piyango bileti bile almayanlardanım ben. Nasıl oldu bilmiyorum, bu el yapımı ürünleri sevgili Zeynep'in blogunda gördüğümde, altına yorum yazmadan durmadım. Çok sıcak geldi Aysun Hanım'ın kendi elleriyle yaptığı hediyelik ürünler ve şansımı denemek istedim :)
Ne oldu bilin bakalım? Evet sevgili Zeynep'in kurasında şanslı kişi ben oldum ve Aysun Hanim benimle iletişime geçerek benim isteğim doğrultusunda, bana özel yani sevgiliyle bana özel bir albüm hazırladı :)







Sevgili Aysun Sahin Besci, öyle detaylarla kişiselleştirmiş ki hediyemi, albümün üzerinde sevgiliyle isimimi görünce nasıl sevindim anlatamam :)
Sihir Kutusu, işte böyle sihirli ellerle sihirli, sevimli, mutlu eden ürünler yapıyor. Bu ürünlerin hepsinin atık kağıt tasarımları olması ve hepsinin el emeği olması bence bu tasarımların en güzel yanını oluşturmakta...
Aysun Hanım bakın Sihir Kutusunu nasıl anlatıyor; 
"Çıkış noktamız atık kağıttan tasarımlardı, en çok da geri dönüşüm ambalaj atıkları,kartpostallar, reklam broşürleri bizim malzemelerimizi oluşturdu. Zamanla kağıtlarımızı geri dönüşüm dışında yurt dışından da temin ederek hediye ve malzeme skalamızı genişlettik. Son bir yılda düğün,bebek anı defterleri ve albümlere yoğunlaştık. Fakat onların dışında bebek-nikah süsleri,özel davetler için davetiyeler, kartpostallar,fotoğraf çerçeveleri gibi birçok hediye çeşidimiz mevcut."

Siz de kişiye özel bir hediye düşündüğünüzde veya sadece size özel bir tasarım aradığınızda, bilin ki Sihir Kutusu, bir adım ötede ve tam size göre... :)
Ürünleri bir göreyim diyorsanız, hadi bakalım tık tık...


Son olarak sevgili Zeynep ve Aysun Hanim,  yılbaşıma renk kattınız, teşekkür ederim ;)



2 Ocak 2013 Çarşamba

Bora'nın Kitabı


Son okuduğum kitap; Bora'nın Hikayesi. Sanırım bu kitabın yani Bora'nın hikayesinin anlatıldığı başka bir kitap daha varmış, aslında bu kitap onun sonrasında çıkmış. Ama ben ilkini okumadan bunu okumuş oldum fakat sorun yaşamadım. Siz de, Ayşe Kulin tarafından kaleme alınmış bu kitaptan başlayabilirsiniz.


"Yorgunum!

Önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum! Sonra gizlerken... Daha sonra yüzleşirken... Kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda... Kendimle barışırken... Gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken... Benim gibi binlerce, on binlerce insanın var olduğunu öğrenirken... Yoruldum!”


Kitabın arka kapağını okuduğumda, Bora'nın toplum içinde nasıl dışlandığını, kendine nasıl yeni baştan bir çevre kurduğunu, nasıl var olmaya çalıştığını okuyacağımı düşünüyordum. Yani kitaba başladığımda tam da bu yönde birşeyler bekliyordum. Çünkü Bora gay...Ve bunu herkesten saklayan bir gay... Ama kitap beklentimin dışında ilerledi. Aslında belki böyle de olması gerekiyordu, Bora'nın çocukluğunu bilmemiz gerekiyordu belki de. Evet ama, bunların ötesinde günümüz Borası'nın yaşamından az kesitler buldum kitapta. Yani Bora'nın sevgilisi İlhami, eski arkadaşı Recep dışında iletişimde bulunduğu kimse yoktu ve ben okurken "ee??başka..başka?" derken buldum kendimi...Ee? Günümüzde Bora neler yaşıyor? Nasıl var oluyor? Var olmaya çalışmasına ihtiyacı var mı? "Bora neler yaşıyor" sorusunun cevabı benim için yüzeysel kaldı...
Sonu da bir garip bitti benim için. Sanki böyle bitmemeliydi. Yani illaki herkesin sonu böyle hazin mi olmalı. 
Bu insanlar için başka bir "son" yok mu?

Kitap fena değil, ama benim için dediğim gibi havada kalmış, çok da derine inememiş, Bora'nın derinine inemediğim bir kitap oldu. Sonu da bir garip bitti bence.

Okuyanlar var mı?
Yorumlarınızı gerçekten çok merak ediyorum...





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...