Pages

30 Ekim 2013 Çarşamba

Anantara Lawana - Koh Samui


Bayramda Bangkok ve Koh Samui tatili yaptık. Geri döndük fakat ruhumun hala oralarda gezindiğinden şüpheleniyorum. Öyle farklı, öyle güzel, öylesine ruhumun dinginleştiği yerlerdi ki oralar, sanırım uzunca bir süre de böyle hissetmeye devam edeceğim...

Bugünkü postumu Koh Samui'ye ayırmak istiyorum. Bangkoktan yaklaşık 1 saatlik uçuş ile gittiğimiz Samui, gerçekten de cennetten bir parça. Yeşil ve mavinin birbiriyle en güzel uyumu diyebilirim. Biz, Chaweng Beach'de kaldık. Chaweng, daha canlı bir gece hayatına sahip. Restaurantlar, alışveriş dükkanları vs ile dopdolu. Sahilin bir arka pararelinde uzun bir çarşısı var. Gezip dilediğiniz, gözünüzün ve gönlünüzün beğendiği bir restaurantta yemeğinizi yiyebilirsiniz. Ben ayrıca Samuideki restaurantlarla ilgili de bir post yapacağım fakat bugünü Anantara Lawana'ya ayırıyorum.
Otelimiz, havaalanına 10, merkeze araba veya tuktukla(Samui'nin yerel aracı-taksiden biraz daha ucuz) 5 dakikalık mesafedeydi. Lobiye girdiğimiz anda, beni sarmalayan huzur ve "cennetteyim" hissi, otelden çıkana kadar sürdü. Zaten tüm çalışanlar da "cennetteyim galiba" hissimi perçinlemek adına, ellerinden gelen her şeyi fazlasıyla yaptılar... Zaten kültür olarak da bizden çok farklılar yani nasıl desem o kadar sakinler, o kadar dinginler ki bir gece "acaba bu insanlar da kavga edip,seslerini yükseltiyorlar mı?" diye düşünürken yakaladım kendimi. Gerçekten öyle bir his uyandırıyorlar insanda...
Küçük villalar şeklinde olan odalarda her türlü konfor düşünülmüş. Her akşam odaya geldiğimizde, taze meyvemizi ve odamızı toparlayan yardımcının büyük bir çiçek dalına yazılmış notu karşılıyordu bizi:) Otelin konumu, çalışanların konukseverliği, havuzun manzarası, temizliği, kahvaltı çeşitliliği ve yiyecek lezzeti olarak otel bizden tam puan aldı...
Bu arada otelin içinde yer alan ve ağaç dallarının aralarına yerleştirilen masalarıyla, Tree Tops Dining, zaten Samui restaurant listesinin başlarında yer alıyor. Gittiğinizde mutlaka önceden rezervasyon yaptırıp, erken batan güneşin tadını çıkartın. Bu arada rezervasyon yapacaksanız mutlaka 7 numaralı masaya rezervasyon yaptırın. Laf aramızda en güzel masa bizimkiydi, bir kenara not alın ;)
Şahsen sevgili ile oteli o kadar beğendik ki ayrılırken bir parçamızı orada bıraktık. Gelin isterseniz sizi Anantara Lawana fotograflarıyla baş başa bırakayım da siz karar verin; Samui, cennet mi değil mi? :)


















4 Ekim 2013 Cuma

Sadece 4 ekimde olmasa...

Bugün 4 ekim hayvanları koruma günü. Gönül ister ki sadece bugün değil hergün hayvanları koruma günü olsun. Gönül ister ki her anne baba çocuklarına hayvan sevgisini, o sevginin nasıl karşılıksız bir sevgi olduğunu anlatabilsin, öğretebilsin.

Her canlının yaşam hakkı vardır. Bu hakkı hayvanların elinden almaya kimsenin hakkı yok. Bir yerde bir yazı okumuştum, kim yazmıştı veya nerede okumuştum tam hatırlayamıyorum ama şöyle birşeydi;
Hayvanları sevmeyebilirsiniz ama onlara zarar da vermemelisiniz.
Yemek vermeyebilirsiniz ama yemek kabını da devirmemelisiniz.
Evinizde beslemeyebilirsiniz ama sokakta yaşayan hayvanın hayatına son vermemelisiniz.

Yazım, buraya kadar gayet politik böyle ortadan etliye sütlüye karışmayan güzel bir mesaj verme üzerine kurulu. Bundan sonrası ise benim öz fikrim ve başlıyorum :)
Efendim hayvanları sevmeyenleri anlamıyorum, o  sadece sevgi isteyen bebelere zarar verenleri anlamıyorum.
Bir insan, hayvanları sevmeyip de nasıl çoluk çocuk sever hiç anlamıyorum. Nasıl ikili bir davranıştır bu. Sende o şefkat, o merhamet varsa var, yoksa yok. Çocuğa merhamet ederim hayvana etmem demek ikiyüzlülük değil de ne.
Allaaah, şimdi duyabiliyorum "yok efendim o kadar aç çocuk var da, onlar dururken hayvanları düşünüyorsun da, yok efendim insanların sorunu bitti sanki de derdimiz hayvanlar mı kaldı" cümlelerini duyuyorum. Duyuyorum ama ne oluyor biliyor musunuz? Bir kulağımdan giriyor, diğerinden çıkıyor :)) Çünkü sonuna kadar biraz önce yazdığım cümlemi savunuyorum; merhamet duygusu varsa vardır yoksa yoktur. Sadece insana işleyen merhamet merhamet değildir, ikiyüzlülüktür. Şefkat, vicdan varsa vardır, hayvana da vardır, insana da vardır, sadece insana yöneltilen vicdan vicdan değildir, gösteriştir, ikiyüzlülüktür.


O kimsesiz, bizden başka kimsesi olmayan, 2 lokma ekmeği vermezseniz bu soğuklarda yemek bulamayacak, aç kalacak hayvanları sevelim, koruyalım, kollayalım... Unutmayalım onların bizden başka kimsesi yok...
Sadece bugün değil, sadece 4 ekimde değil, hergün...
Çünkü, Hayvan sevmek, o merhameti, o şefkati bir canlıya hissetmek, insan olmanın ilk kuralı bence.







Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...